Amerika önderlikli "Yüzyılın Anlaşması" adlı utanç ve ihanet planına karşı Kudüsder Kudüs Gönüllüleri tarafından yapılan seferberlik duyurusu ve kamuoyu açıklaması.
Büyük Şeytan Amerika’nın İslam dünyasına yönelik saldırı ve komplolarının devamında, “Yüzyılın Anlaşması” adı altında ortaya koyduğu tarihin en büyük ihanet planına karşı bizler “Kudüs Gönüllüleri” olarak duruşumuzu, görev ve sorumluluklarımızı bütün kamuoyuna ilan ediyoruz.
Adına “Yüzyılın Aanlaşması” denilen bu ihanet planı; bir tarafında Amerika, diğer tarafında siyonist İsrail rejimi ve öbür tarafında da Suudi Arabistan’ın başını çektiği bölgesel işbirlikçi rejimlerin yer aldığı “Şer Üçgeni”nin eseridir ve İslam Ümmeti’nin esenliğine, mukaddesatına ve Filistin davasına açılmış topyekün bir savaştır.
Bu ihanetin başı olan büyük Şeytan Amerika’nın da açıkça ifade ettiği üzere, bu anlaşmanın birinci ve öncelikli hedefi, siyonist İsrail rejimini güven altına almak, Kudüs’ü bir bütün olarak siyonist rejimin işgal ve egemenliğine bırakmak, ümmetimizin merkezi davası olan Filistin davasını tamamen ortadan kaldırmaktır.
Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasının ardından yüz yıl öncesinde emperyalist işgalciler tarafından hazarlanan ve Filistin’de siyonist bir rejiminin kuruluşunun önünü açan Sykes-Picot anlaşması ve Balfour Deklerasyonu bugün karşımıza “Yüzyılın Anlaşması” olarak çıkmakta, İslam dünyasında ikinci bir yüzyıllık şeytani proje uygulanmak istenmektedir.
İslam dünyasının en azılı düşmanlarının “Yüzyılın Anlaşması” adlı bu siyonist planı gündeme getirmelerinin bir diğer sebebi de, Kudüs bilincinin ve Kudüs için mücadele ruhunun başta bölgemiz olmak üzere dalga dalga, akın akın bütün dünyaya yayılması, siyonist düşmanın ömür yıldızlarını söndürecek bir güç ve iradeyi ortaya koymasıdır.
Öyle ki, bugün İslam ümmetine özgür Kudüs’ü müjdeleyen ve bu kanser uru siyonist rejimi tarihin çöplüğüne atma irade ve azmini gösteren zafer dolu bir direniş cephesi vardır. Amerika, İsrail ve onların bölgesel işbirlikçilerinin en büyük korkusu ve kabusu da bu direniş cephesinin varlığıdır. Zira direniş cephesinin öncelikli hedefi de bu gasıp siyonist rejimi tamamen ortadan kaldırıp denizden nehire bütün Filistin’i özgürleştirmek, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı yeniden İslam Ümmeti’ne kazandırmaktır.
Emperyalist ve siyonistlerin telaşı da bundandır; saldırılarını artırmalarının, komplo ve tuzaklarını çoğaltmalarının, üst üste yeni planlar ve projeler ortaya atmalarının, bütün ömrünü emperyalizm ve siyonizmle mücadele sahnesinde Kudüs’ü özgürleştirme mücadelesine adamış olan Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’ye yönelik gerçekleştirilen kanlı saldırının sebebi budur. Çünkü direniş cephesi, şehitlerin pak kanlarıyla zaferlere koşmakta, özgürlük, kurtuluş ve izzet sancağını yükseklerden daha yükseklere taşımaktadır.
Büyük Şeytan Amerika ve siyonist İsrail rejiminin el ele vererek hazırladıkları bu şeytani planın en önemli ayağının İslam dünyasındaki hain işbirlikçiler olduğunu hiç bir zaman unutmayacağız. Zira bu rejimler, siyonist İsrail rejimi ile işbirliğini öylesi bir aşamaya taşıdılar ki, Filistin davasının ve direniş cephesinin vurulması için, siyonist düşmanlı askeri, lojistik ve ekonomik her alanda tam bir işbirliğine girmiş durumdalar. Siyonist rejimle stratejik ortak durumuna gelen bu rejimler başkentlerinde siyonist rejim elçiliklerini açmanın sabırsızlığını yaşamaktadırlar. Nitekim bu “Yüzyılın Anlaşması” adlı ihanet planı, en çok da bu hain rejimlerin utanç tablosudur. Denilebilir ki böylesi ihanet süreçlerinde en büyük pay da başını Suudi Arabistan’ın çektiği emperyalizmin kölesi işbirlikçi rejimlere düşmektedir.
Geçmişten günümüze emperyalist ve siyonist merkezlerde hazırlanıp İslam dünyasına giydirilen zillet, esaret ve teslimiyet elbisesi artık bu ümmet tarafından bir daha giyilmeyecek, ellere ve ayaklara vurulan zincir ve parangalar da kırılıp atılacaktır. Zira içinde yaşadığımız asır ümmetimizin kurtuluş asrıdır. Bu asır, Filistin ve Kudüs’ün kurtuluş asrı, gasıp siyonist rejimin ise ömrünün tükendiği asırdır.
Bizler Türkiye’de Kudüs Gönüllüleri olarak, bütün dünyadaki Kudüs Gönüllüleri ile omuz omuza, vahdet ve kardeşlik bilinciyle Kudüs’ümüzün savunulması için zafere kadar bir seferberlik içinde olacak, tam bir azim ve kararlılıkla mücadele sahnesinde yerimizi alacak, direniş cephesinin şehitlerinin pak kanlarının aydınlattığı kutlu yolda emin adımlarla yürümeye devam edecek, Şehid Ahmed Yasin'lerden Şehid Abbas Musavi'lere, Şehid İmad Muğniye'lerden Şehid Fethi Şikaki'lere, Şehid Kasım Süleymani'lerden Şehid Ebu Mehdi Mühendis'lere kadar tüm Kudüs şehidlerinin miras ve hatıratını yaşatacağız. Zira şehitlere ve direnişe sadakat bizim onurumuzdur.
Bir kez daha tekitle belirtmek istiyoruz ki, Kudüs davası ve Kudüs bilincinin ekseni vahdettir. Ümmet arasında mezhebî ve etnik ayrımlara giren, müslümanlar arası ihtilaf, niza ve kavgaların sebebi olan herkes, her oluşum ve her odak, doğrudan ya da dolaylı olarak Kudüs işgalcisi siyonist rejime hizmet etmektedir. Diğer yandan İslam dünyasını hegomanyaları altında tutmak, Filistin ve Kudüs işgallerini sürdürmek isteyen şeytani güçlerin en büyük çabası da müslümanlar arasında ayrılık, kavga ve gerginlik çıkararak ümmet birliğini dağıtmak, gücünü, imkanlarını ve kaynaklarını zaafa uğratmaktır.
Bu cihetle bizler de Kudüs yolunda ve Kudüs bayrağı altında ümmetimizin birliğini her zamankinden daha çok bir duyarlılık ve sorumlulukla savunacak, hiç bir mezhebi, etnik ve hizipsel ayrım yapmaksızın ümmet kardeşliği ve dayanışmasını güçlendirici adımlarımızı daha çok atacağız.
Tam bir itminan ve güvenle belirtmeliyiz ki, büyük şeytan Amerika ve siyonist İsrail rejimi hangi oyunları oynasalar da, hangi hesapları ve planları yapsalar da, onlar için yenilgi ve hezimet mukadderdir ve İslam Ümmeti bu azgın düşmanlara karşı kesin bir zafer kazanacaktır.
Bu inanç ve kararlılıkla, sorumluluk bilincinde olan bütün müslümanları, aziz İslam’ın ve ümmetimizin mukaddesatı olan Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı savunmak, oynanan bu son ihanet planını yırtıp çöpe atmak için güçlü bir irade ve direniş sergilemeye davet ederken, Kudüs gönüllüleri olarak, Kudüs’ü hiç bir zaman yalnız bırakmayacağımızı, Kudüs’ün siyonist işgalden kurtuluşuna kadar mücadele sahnesinden bir an olsun ayrılmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
KUDÜSDER
KUDÜS GÖNÜLLÜLERİ